8 Şubat 2019 Cuma 15:28
Kulübümüz ile Doğa Sigorta arasında sponsorluk anlaşması imzalandı
Kulübümüz ile sigorta sektörünün güçlü ve güvenilir markası Doğa Sigorta arasında yapılan Erkek Basketbol isim hakkı sponsorluğu anlaşmasının imza töreni Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Stadyumu’nda gerçekleştirildi.
Anlaşmanın imza törenine Başkanımız Mustafa Cengiz ile birlikte Doğa Sigorta Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Kırmızı, Doğa Sigorta Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nabi Kırmızı, Galatasaray Spor Kulübü Başkan Yardımcılarımız Yusuf Günay ile Kaan Kançal, Galatasaray Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyelerimiz Erol Özmandıracı, Mahmut Recevik, Ömer Cansever katıldı. Törende Galatasaray Spor Kulübü Basketbol Şube Menajerimiz Ömer Yalçınkaya, Galatasaray Spor Kulübü Başantrenörümüz Ertuğrul Erdoğan ile teknik kadromuzun tamamı ve oyuncularımız da yer aldı.
Düzenlenen imza töreninde Başkanımız Mustafa Cengiz’in ifadeleri şu şekildeydi:
“Değerli basın mensuplarını aramızda görmekten çok mutluyuz. Ülkemizin içinde bulunduğu geçici de olsa zor ekonomik koşulları hepimiz biliyoruz. Kimimiz maaşlarımızda, kimimiz gelirlerimizde bunu yaşıyoruz. Bu da geçer. Fakat bu zor ekonomik koşullarda elin taşın altına koyan insanlar, toplumlarda vefa duygusu, şirketlerde kurumsal hafıza varsa unutulmaz. İşte bizim ülkemizin ve spor dünyasının sponsorluklarının azaldığı bu dönemde elini taşın altına koyan bir kuruluş çıktı. Adı amatör, bence profesyonel bir şekilde mücadele eden basketbol, voleybol ve diğer amatör spor dallarımızda – 13 branşta 1600’e yakın sporcuya hizmet ediyoruz- elini taşın altına koyan sevgili Doğa Sigorta’ya ve şahsında Doğa Sigorta Yönetim Kurulu Başkanı Sevgili Nihat Kırmızı kardeşime ve ağabeyine teşekkür ediyorum. Bu teşekkürü sadece bir Galatasaray Başkanı olarak değil; basketbol camiası ve spor dünyasına hizmet verenler adına da ediyorum. Bildiğiniz gibi sponsorluklarda genel bir daralma var. Avrupa’da da basketbol bütçelerinde bir daralma var. Ama bir mücadele, bir spor dalı olan basketbol da insanın var olmasına neden olan sosyal koşulları sağlayan sporun varoluşa neden olan dallarından, parçalarından biridir. Önemli bir parça. Bildiğiniz gibi Kuzey Amerika’da en önemli spor. Ben bu vesileyle sevgili Doğa Sigorta’ya teşekkür ederim. Şunu vurgulamak isterim özellikle; biz basketbolda otarşizme yani kendi kendine yetmeye giden bir sisteme gittik. Bunu birçok değerli arkadaşımız bir küçülme gibi algıladı. Değil. Biz asla küçülmeyi hedeflemedik. Küçülerek büyüyemezsiniz. Ama harcamalarınızı kısmanız gerek, savurgan olamazsınız. Gelecek kuşakların hazinesi olan geçmiş birikimlerini savuramazsınız. Biz bu anlamda baktık, harcamaları kısıtladık. Geçen yıl basketboldaki maliyetimiz 5.4 milyon Euro. O günün kuruyla TL karşılığı 28 milyon Türk Lirası. Bugünkü basketbol takımımızın kadro maliyeti 2.5 milyon Euro; 13.4 milyon Türk Lirası. Yani yaklaşık 2 kattan fazla bir bütçe daralması yapmışız. Peki başarı noktasında neredeyiz? Bütçe daralması olunca başarının düşmesi, beklenir değil mi? Korelasyon olması gerekir. Hayır, tam tersine. Geçen yıl aynı dönemde, devraldığımızda 10.’ymuşuz; şu anda 5.’yiz. Geçen yıl küme düşmemeye oynadık. Para her şey değilmiş demek ki. Eski Türk filmlerindeki gibi para tek başına saadet getirmiyor. Kadın basketbolda da aynı durumdayız. Geçen yıl kadro için harcadığımız para 1.4 milyon Euro. Toplam borçlar ayrı kalem, sadece kadro maliyetinden bahsediyorum. Bu yılki kadro maliyetimiz 900 bin Euro. Peki nedir durum? Geçen yıl dokuzuncuymuşuz, bu yıl altıncıyız. Şimdi bundan ibret alınması gereken çok şey var. Demek ki kendinizi tam verince sadece paraya endeksli işler olmuyormuş. Çalışmayla, çabalamayla o sporun gerektirdiği amatör ruhla – ki profesyonellik içinde de amatörlük vardır – gerekenleri yapıp Camiamızı en iyi şekilde temsil edebiliyormuşsunuz. Tabii ki ben asla beşincilikler ve altıncılıklar bizi tatmin eder demiyorum. Bunu sakın düşünmeyin. Galatasaray’ın şampiyon olmadığı, birinci olmadığı hiçbir yer bizi tam anlamıyla mutlu etmez. Bu nedenle Galatasaray, her zaman şampiyonların birincilerin sponsoru olacaktır. Bu böyle devam edecektir. Sevgili Nihat Kırmızı kardeşim buradayken kadın basketbolu için de bir yarış var. Çeşitli sponsorluk teklifleri geliyor. Fakat onlara da bir bakmasını rica edeceğiz.
Üç büyük kulübümüz ulusal bir görev yerine getiriyor. Cumhuriyetten beri her biri, en az 12-15 tane branşta hizmet ediyorlar. Bu devam edecek. Bu devamlılıkta sponsorların da rolü artarak devam etsin. Bütün kulüplere…Çünkü bu kulüpler ulus için mücadele ediyorlar. Tabii ki biz bunların birincisi ve öncüsüyüz; basketbolda 1911 yılında Grand Cour’da yapılan müsabakalarla. Voleybolda da öyle. 20 yıl derken bütçesi 20 kattı. Bir sürç-i lisan oldu. 20 yıllık tarih yaptılar. Onu da düzeltmiş olayım.”
Doğa Sigorta Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Kırmızı, sponsorluk anlaşması hakkında şunları söyledi:
“Sayın Başkanım, Yönetim Kurulu Üyelerimiz, sevgili sporcularımız ve teknik heyetimiz, çok kıymetli basın mensuplarımız, öncelikle dün yapılması planlanan imza töreninin ertelenmesine gösterdiğiniz anlayıştan dolayı hepinize teşekkür ederim. Bu vesileyle Fatih Hocamıza tekrardan başsağlığı diliyorum.
Galatasaray ve Doğa Sigorta, ülkemizin iki önemli markası. Galatasaray, ülkemizin yurt dışında da en tanınmış ve en başarılı markası ve spor kulübü. Hepimiz yurt dışına gittiğinde şu sahneyle karşılaşmışızdır, pasaport kontrolündeki polis bile olsa yeni birileriyle tanışırken her zaman Türk olduğumuzu öğrendiklerinde akıllarına ilk gelen Galatasaray olmuştur. Galatasaray aynı zamanda zorlandığımız anlarda imdadımıza yetişerek iletişim ve çok güzel bir samimiyet yakalamamıza yardımcı olmuştur. Galatasaray bu yönüyle sosyal açıdan tüm insanlarımıza, rakip takımlarımızın taraftarları da dahil sosyal anlamda yardımcı olmuştur. Yurt dışında Türkiye’nin en tanınan markası olarak ülkemize turizm anlamında da ülkemize önemli getiriler sağlamaktadır. Galatasaray’ın ülkemize çok önemli katkıları var.
Yurt dışında konuştuğunuz insanların çoğu Galatasaray’ı tanıyor, takip ediyor, şu anki durumunu biliyor. Sadece futbol takımını değil, basketbol takımını da takip ediyorlar. Yurt dışında da Galatasaray’ın Türkiye’deki gibi milyonlarca taraftara sahip olduğunu görüyoruz. Bu ancak başarıyla elde edilebilir. Galatasaray, Başkanımızın dediği gibi 13 branşta her zaman en iddialı ve en başarılı takım olmuştur. Bu basketbolda da böyledir. Basketbolda zamanında ‘Yenilmez Armada’ ismini kazanmış ve Avrupa’dan ülkemize en çok kupayı getirmiş takımdır. Basketbol takımı kadınlarda üç, erkeklerde bir kupayla Avrupa’dan en çok kupayı getirerek burada da liderliğini devam ettirmiştir.
Doğa Sigorta da global anlamda Türkiye’nin en güçlü ve en güvenilir markalarından biri haline gelmiştir. Yurt dışında dünyanın en büyük markalarıyla yaptığı iş ortaklıklarıyla ver her yıl ödediği milyarlarca liralık hasar ödemeleriyle ülkemize önemli ekonomik katkılar sağlamaktadır. Bu iki güzide markanın bir araya gelmesi beni de bir Galatasaray taraftarı olarak, bir Galatasaray üyesi olarak, GSYİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak ayrıca gururlandırmakta ve mutlu etmektedir.
Bana çok sorulan bir soru var: “Neden bu bütçelerle futbola sponsor olmak varken basketbola sponsor oluyorsunuz? Orada daha fazla görünebilirdiniz.” Evet bu doğru. Anlık düşünüp futbola sponsor olsaydık belirli bir süre için belki çok daha fazla görünürlük elde edebilirdik. Ancak biz süreklilik istiyoruz. Uzun yıllar Galatasaray ile Doğa Sigorta’nın isimlerinin yan yana olmasını ve sürdürülebilir bir fayda sağlamak istiyoruz. Başkanım da mutlaka bunu görmüş olmalı ki Galatasaray Kadın Basketbol Takımı için de bizi önerdi. Bizim amacımız sadece görünürlük değil, uzun yıllar sürdürebileceğimiz ve her iki tarafın da birbirine fayda sağlayabileceği bir iş birliği. Galatasaray’ın bundan sonraki yıllarda da hem ülkemizde hem Avrupa’da Galatasaray Doğa Sigorta ismiyle önemli başarılar kazanmasını istiyoruz ve buna inanıyoruz. Bu süreç buraya gelene kadar önemli emeği olan kişiler oldu. En başta Sayın Başkanımız Mustafa Cengiz, konuşmasında da belirttiği gibi sponsorluğa verdiği önemi bize her zaman hissettirdi. Sayın Başkanımıza bu açıdan teşekkürlerimi sunuyorum. Bunun yanında Yönetim Kurulu Üyelerimize de başta Ömer Bey, Yusuf Bey ve Erol Bey olmak üzere teşekkür etmek istiyorum. Bu süreçte çok önemli iki kişi daha var, Didem Hanım ve Doruk Bey’e de teşekkür etmek istiyorum. Görüşmeler esnasında çok emek harcadılar. İki kurum arasında sürekli gidip geldiler. Bir de GSYİAD var. Belki basında çok fazla yer bulan bir dernek değil ancak her zaman Galatasaray’ın, Başkanımızın, yönetimimizin ve yönetimlerimizin tıpkı geçmişte olduğu gibi yanında olmaya devam edecek. GSYİAD Başkanımız İbrahim Hatipoğlu’na da teşekkür etmek istiyorum. O da bu süreçte çok emek harcadı. Biliyorsunuz biz GSYİAD olarak Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımımızın da sponsorluğunu yapıyoruz. Bu anlamda da önemli katkılar sunuyoruz. Biz Galatasaray Basketbol Takımının bundan sonraki süreçte Galatasaray Doğa Sigorta adıyla çok başarılı olacağını görüyoruz. Bu iş birliğinin hayır ve bereket getireceğini düşünüyoruz.
Başkanımız Mustafa Cengiz, imza törenine katılan basın mensuplarının kendisine yönelttiği sorulara şu yanıtları verdi:
“Transfer yasağı göreve geldiğimiz günden bu yana gerçekten bizim önümüzde sorun. Kaldırıyoruz sonra yine geliyor. Sorun bitmiyor yani. Borç sarmalından kurtulmamız süre alacak. Ana borç ile ilgili şunu söyleyebilirim. Devraldığımız borç 50 milyon TL bizim dönemimizle birlikte. Bunun 20 milyon TL’sini ödedik. Büyük bir çoğunluğunu ödedik ama borç devam ediyor. Futbolda da, voleybolda da hepsinde var. Tabii bu onlarca yıldan beri gelen biriken kartopu gibi sorunlar. Önce stop ettirdik. Borçlanmayı durdurduk, kredi yaklaşık 300 milyon TL ödedik. Vergi olayında şu anda en öndeyiz. 200 milyon TL verginin 160 milyonunu ödedik. Biz o borç sarmalından kurtuluyoruz. İflas eden bir görüntüden, hacze düşmüş bir görüntüden karlılık dönemine geldik. Futbolda bunu sağladık. İnşallah sürdürülebilir olur. Bunun için mücadele ediyoruz. Fakat dışarıda kar ve fırtına da var. Sizin yarışı sürdürebilmeniz için harcama da yapmanız gerekiyor. Transfer yasağını kaldırmanız gerekiyor. Galatasaray, transfer yasağını kaldırabilecek güçtedir onu da söyleyeyim. Şunu da yapıyoruz, ben özellikle diğer kulüplerimizin de yapması gerekiyor. Hükümetimize teşekkür ediyorum amatörlerle ilgili destek yasası çıkarttı. Hiç kimse bundan rahatsız olmasın. Her zaman doğrunun yanında olalım. Kim yaparsa yapsın. Evvelsi gün 7 milyon TL vergi ve stopaj ödedik. O yine amatörlere dönüyor. 30 küsur milyon TL aşmış durumdayız. Bunun tamamını basketbola ve voleybola veremiyoruz. Tüm branşlara dağıtıyoruz. Futbolun akademi altyapısını da destekliyoruz. Amatörlere ödediğimiz stopajları, peşin ödediklerimizi devlet bize tekrar sporcu bazında belgeli olarak iade ediyor. Kontrol ederek veriyor. Profesyonel harcamaya gitmemesi için. Sevgili Doğa Sigorta’nın katkılarıyla çok daha ileri noktalara geleceğiz.
“Geçişe zaten yasa izin veriyor. Sizin zaten profesyonelde ödediğiniz stopaj vergisinin iadesinin amatörlere aktarılması. Zaten yasanın amacı bu. Yani profesyonelden amatöre destek. Kulübün önümüzdeki yıl stat isim hakkı bitiyor. Birçok sponsorlukta özellikle dış destekle temaslarımız sürüyor. Yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Buna kapalı spor salonu da dahil. Şu anda doğmamış çocuğa ad koymak istemiyoruz. Bu konuda çok ciddi çalışmalarımız var. Bize çok ciddi teklifler var. Tekliflerin hem birikmesini hem de kendi içinde eliminasyonunu bekliyoruz. Bir noktaya doğru gelecek ve sonuçta Galatasaray ve ülkemiz için en hayırlısı, en değerlisi ne ise o alacak. İsim hakkı ve forma ön. Anlaşmanın miktarı yok. Mahremiyet içinde tutuyoruz ama iyi bir miktar.
Buradan bütün kulüpler için bütün sponsorlara söylüyorum. Bizim gerek içinde bulunduğumuz coğrafya, gerek içinde bulunduğumuz günlük zorlamalar, ekonomik ve sosyal koşullar halkımızı hafta sonları veya hafta içi günlerinde spora yöneltiyor. Sporun neticelerine yöneltiyor. Sporun içindeki olaylara, yorumlara bazen hakem yorumlarına yönlendiriyor. Günlerce tartışılıyor. Bunun bir tek nedeni var değerli arkadaşlar. Halkımızı bir kaçış bir rahatlama arıyor. Huzur arıyor. Sükun ve barış arıyor. En rahat bulabildiği sükun ve barış spor. Kesinlikle biz sporda şiddet, tahrik, çifte standart ve haksızlığın karşısındayız. Bütün dallarda. Eğer bu bizim lehimize yapılmışsa biz bunu da istemeyiz, şiddetle reddederiz. Sahtekarlık, oyunbozanlık, hile karıştırma asla bizim karakterimiz değildir. Türk milletinin de karakteri olmamalıdır, olamaz. Bu bağlamda spor çok değerli bir unsur. Bunun için de biz istiyoruz ki; hafta sonları ve hafta içleri bir şölen olsun. Basketbol maçlarına binlerce insan gelsin. Maalesef basketbol ve voleybolda elde ettiğimiz gelir elektrik masrafını karşılamıyor. Bin lira, 2000 lira brüt gelir elde ediliyor. Biletli 300 ya da 500 seyirci. Avrupa maçlarında en fazla 3-4 bin seyirci. Elde edilen 14-15 bin gelir. Komik. Üç büyük kulüp özellikle bu nedenle büyük kulüp. Ben bunu söylemekten hiç imtina etmem. En büyüğü Galatasaray, o ayrı. Şimdi bu üç büyük kulüp içindeki harcamaların çok büyük bir bölümü sportiften sübvanse ediliyor. Örneğin bizim Sportif AŞ’nin amatör branşlardan alacağı para 350 milyon Türk Lirası. Bir diğer başka kulübümüzün 1 milyar TL’ye yakın. Bizimkiler uluslararası çifte bağımsız denetimden geçmiş hesaplar. Biz kuruşumuzun hesabını tutturuyoruz. Belki biz bilmeden bir yanlış yaparız diye tekrar denetletiyoruz. Hem iç denetim yaptırıyoruz hem uluslararası bilinen bağımsız mali denetim firmalarına yaptırıyoruz. Şimdi uzun bir süreç. İnşallah Türkiye dünyada hak ettiği yeri alacak. En tepelere yürüyecek ve inşallah Türk sporu da tepelere total olarak yürüyecek. Basketbolda, voleybolda, judoda, atletizmde ve en önemlisi bizim en sevdiğimiz futbolda tepelere yürüyecek. İnşallah Galatasaray bunların en tepesinde olacak. Böyle diliyoruz bunun için çalışıyoruz. Bütün çabalarımız bunun için. Biz hiç günü kurtarmak için çalışmadık. Buna transferler dahil. Hepsi uzun vadeli. Hepsi kılı kırk yararak, teknik ekiplerimizle günlerce gece olmadan çalışarak. Geceyi görmedik biz bazen. Dinlenme diye bir şey anlamadık, hissetmedik. Ben burada tekrar basketboldaki yönetici, teknik kadrodaki kardeşlerime çok çok teşekkür etmek istiyorum. Tabii ki bu toplantıya vesile olan Doğa Sigorta’ya, Nihat ve Nabi Beylere tekrar teşekkür ediyorum.
Bir denge içerisinde gidiyoruz. Bütün şubelerin harcamalarını tek tek günlük şekilde çok sıkı denetliyoruz. Şubeler arasında resmen bir yarışma başladı. Bir şubeye bir şey yaptığımız zaman diğer şube ayağa kalkıyor. Bütün amatör şubelerimizin derecelerine bakarsanız çok iyi gidiyorlar. Biz elimizden geleni olanaklar ölçüsünde yapacağız. Birdenbire gelen ani başarıların ben kalıcı olmadığını düşünüyorum. Bir sistemle, bir temel ile kalıcı ve sürdürülebilir bir düzenin içine oturtmazsanız 30-40 milyon Euro harcayarak şampiyon olursunuz ancak bu başarıları tekrarlayamazsınız. Bizim Yenilmez Armada çok uzun süre tek başına gitti ancak özellikle müessese takımlarının sadece kendi reklamlarını yapmak için işin içine girmesi bence çok doğru olmadı. Nihat Beyler kendilerine ait takım kuramaz mıydı? Kurabilirlerdi. Ancak kurmadılar, bize destek oluyorlar. Biz bunu önemli banka temsilcilerine ve temas ettiğimiz müessese takımlarına da ilettik. Eski bir yasa vardı, bu yasa belirli bir sayıda çalışanı kadrosunda bulunduran kurumların takım kurmasını ve kapalı spor salonu yaptırmasını zorunlu hale getiriyordu. Daha sonra bu yasa kalktı. Devlet Bankaları var, biz isteriz ki büyük kulüplerimizle iş birliğine girsinler. Bunu sporumuzun gelişmesi için istiyoruz. Üç büyüklerin içerisinde yer almadığı herhangi bir organizasyon ilgi çekmez. Bu bir realite. Bu nedenle biz o desteğin kalıcı, sürdürülebilir, sistem içerisinde olması için çalışıyoruz. Sadece yirmi yılda gelen bir şampiyonluk değil, düzenli başarılar hedefliyoruz. Dikkat edin voleybol ve basketbolda son yıllarda sekizli, dörtlü finallere kalıyoruz. Bu sadece parayla değil, bir ilgi ve çalışmayla olan bir şey. Yönetici arkadaşlarımızın, teknik kadronun ve sporcularımızın da bu konuda çok fedakarlığı var. Sporcu kardeşlerimiz de burada, fedakarca ve anlayışla çalışıyorlar. Ben onlara da bu vesileyle teşekkür ediyorum.
Bankalar Birliği’nin projesini biz destekliyoruz. Bunu söylemek ayıp ama söylemek durumundayım. Futbol kulüpleri içerisinde, kendi yağıyla kavrulan bir iki kulüp hariç diğer kulüpler arasında mali durumu en iyi olan biziz. Ancak biz şunu söylüyoruz, Devlet’in desteği her zaman olmalı ve doğru biçimde kullanılmalı. Har vurup harman savurulacak şekilde değil. O desteğin tekrar transferlere harcanarak sağlıksız bir yapıya gitmesini istemeyiz. Böyle bir şeyi biz zaten kullanmayız, bizim yapımız buna müsait değil. Kültürümüz de müsait değil. İnşallah bu destek çok değerli olacak ve Türk futbolunun kurtulmasına çok büyük katkı sağlayacak. İnşallah doğru uygulanacak ve doğru kullanılacak.
Galatasaray’ın dostları var, seveni var, sevmeyeni var. Türkiye’nin seveni var, sevmeyeni var. Futbolun seveni var, sevmeyeni var. Sizin başarılarınızdan rahatsız olanlar var. Bunu sadece Galatasaray için söylemiyorum. Sizin en yakınınızdan da olabilir, uzağınızdan da olabilir, rakiplerinizden de olabilir. Süreç şu anda devam ediyor. Ama bu sürecin olumlu sonuçlanacağını söyleyebilirim. Millet bize o kadar güveniyor ki CAS’taki dava ne olur diye sormuyorlar bile. Umarım o dava da olumlu sonuçlanacak.”
Doğa Sigorta Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Kırmızı’nın basın mensupları tarafından sorulan sorulara yanıtları ise şöyleydi:
“Sponsorluğa biz sadece rakamsal boyutta bakmıyoruz. Biz sponsor olduğumuz sürece her anlamda Galatasaray’ın yanında olmayı hedefledik. Tamamen nakit olarak bir anlaşma yaptım. Bizim buradaki amacımız Galatasaray Doğa Sigorta takımının başarısı. Türkiye ve Avrupa’da şampiyonluklar kazanması. Biz bu anlamda elimizden gelen her türlü fedakarlığı yapmaya hazırız.
Tabii ki çeşitli etkinlikler düzenleyeceğiz. Seda arkadaşımız var Kurumsal İletişim Müdürümüz, o bu konuda planlamaları hızlıca yapmaya başladı. Doğa Sigorta, Galatasaray isim sponsorluğu ya da forma sponsorluğu gibi bir çatı altında kıvrımları var. Futbol tarafında da bazı sponsorluklarımız var, bizim geçmişte de sponsorluklarımız oldu. Hatta Amerikan Futbolu takımına bile sponsorluk yaptığımız oldu. Biz gençlere, spora ve eğitime çok önem veren bir kurumuz. Verdiğimiz bu önemi bundan sonra da sürdüreceğiz. Bu anlamda etkinliklerimiz de programlarımız da olacak. Sayın Başkanımızdan da katılımlarını rica edeceğiz ve eğer katılabilirlerse çok mutlu olacağız. Biz basketbol takımımıza ve spora, özellikle Galatasaray özelinde katkı verebileceğimiz her şeyin içerisinde olacağız.
Biz hiçbir şekilde cinsiyet ve ırk ayrımı yapan bir kurum olamayız. Biz spora ve eğitime destek veriyoruz, sadece basketbola değil. Bunun kırılımı altında birçok şey var aslında bundan sonra sizin de görebileceği. Az önce de dedim; biz başka alanlarda da birçok sponsorluklar veriyoruz. Birçok gencimize, kadın veya erkek, burs da veriyoruz. 12-18 yaş aralığındaki birçok gencimize spor bursları da veriyoruz ve vermeye hala devam ediyoruz. Cinsiyet ayrımı gibi bir konu tabii ki mümkün değil. Şu an Kadın Basketbol Takımımızda da bir sponsor açığı var. Orayı da değerlendiriyoruz. Oraya da biz veya başka bir kuruluş olabilir. Ama sanırım şu an en yakın kuruluş biz gözüküyoruz. İnşallah şartlarda da anlaşabilirsek oraya da sponsor oluruz.
Benim Galatasaraylı olmam beni ayrıca mutlu ediyor ve gururlandırıyor. Galatasaray çok önemli bir marka. Başkanımın da dediği gibi Türkiye’de üç büyük kulüp var ama en büyüğü Galatasaray. Biraz önce konuşmamda da söylediğim gibi her iki tarafın da birbirine sürdürülebilir bir fayda sağlayabileceğini düşünüyoruz. Bu anlamda da çalışmalarımıza hızlıca başladık. İlk galibiyetimizi sportif anlamda geçen hafta aldık, bundan sonraki süreçte de bu İnşallah devam edecek.
Belli oranda Doğa Sigorta poliçesi yaptıran herkesi Galatasaray Doğa Sigorta maçlarına ücretsiz davet edebiliriz.”